10 Ekim 2016 Pazartesi

11 SAAT SÜREN UCAK YOLCULUĞUMUZ..

 Neyse ki korktuğumuz gibi olmadı..Ben Egemen bize dünyayı dar eder diye düşünüyordum açıkcası.Dile kolay 11 saat ucuyorsun üstüne birde jetlag oluyorsun! Çocuk bildiğin fosur fosur uyudu tüm uçus boyunca.E tabiiki Alper ve ben gözümüzü kırpmadık.Yolculuğum yan tarafta oturan cıplak ayaklı hinli kadınların dövmelerini izlemekle geçti diyebilirim..Ayy birde parmak kadar bebekleri çorapsız yalın ayak üstünde incecik bi tisörtle bindirmişler uçağa! ki biliyorsunuz uçağın klimalarını anlatmaya hiç gerek yok. Neyse ki ben tedarikliydim battaniyem kalp ben :)
 İnince Allah dedim Kanada'nın soğuğu bekliyo simdi beni.Mart ayındayız sonucta ısınmamıştır. Bir çıktım dışarı ılıman bir hava! Eşim senin şansına dedi yoksa henüz kar yerden kalkmamıştır.Evet gerçektende kalkmamış havaalanı o kadar soğukmuş ki dışarısı bile bana ılıman gelmiş.Kim açıyor Allah aşkına bu klimaları! (Meğer Kanada'da bütün marketler avmler dükkanalar yani bütün kapalı mekanlar dondurucu dercede soğuk olacakmış ve ben yazın ortasında elimde kapişonlu sweatshirtümle dolaşacakmışım)
 Neyse işte eve doğru giderken arabanın penceresinden ilk defa gördüğüm Montreal'e bakıyordum.Yollar bana çok eski geldi doğrusu ki yeni yeni yol çalışmalarına başlanmış bende ki şansa bak! Akşam akşam bir şey anlamadım tabi eve girdik yorgun argın ben jetlag olmam yeaa derken gecenin 3 ünde balkonda tünerken buldum kendimi.Egemen dünya yansa uyur tabiiki o jetlag metlag dinlemez,dinlemedi de..Nitekim ben sersem sersem dolanırken o normal kalkması gereken saatte kalktı yatması gereken saatte yattı. Amaaan onun ne vücut saati olacak ki toplasan 3 yıldır bu dünyada sonuçta:)
 Derken işte eve alış,ülkeye alış,hava muhalifetine alış,bir yıldır uzak kaldığın kocaya alış..
Alışmakla geçti ilk aylarımız. Mayıs ayının ortasına kadar kar yağdı! he tutmadı o ayrı..Bir gün yağdı ertesi gün hop bir baktım erimiş iki gün sonra tekrar.. derken nihayet bahar geldi!

31 Temmuz 2016 Pazar

Zor bir süreçti...

Biz buraya nasıl geldik?

Eşimle tanıştığımızda o zaten hali hazırda Kanada vatandaşıydı.Evlendikten sonra yavaştan kıvranmaya başladı.Yaa acaba Kanada'ya mı yerleşsek Egemen için daha iyi olur demeye. Önceleri 'ya olmaz benim hayatım burada ailem arkadaşlarım burada ne yapıcam ben oraya gidip' diyodum. Ama bir gün geldi ki işte o gün Egemen için onun eğitim hayatı için gitmeye karar verdik.sonuçta Egemen de kanada vatandaşıydı babasından dolayı ve ilerde sırf ben istemediğim için sen kanada'da büyüyemedin dememek için topladık tası tarağı vee..

 Bütün hayatımı 4 bavula sığdırdım! Mobilyalarımı beyaz eşyalarımı herşeyimi herşeyimi dağıttım.çok hüzünlüydü benim için.sadece kıyafetlerimize ve çok kıymet verdiğim kozmetik ürünlerime öncelik verdim :)

Bu arada tabiiki hemen olmadı.Bu kararı verdikten sonra evimizi arabamızı sattık eşim işinden istifa etti ve geçici olarak kiraya çıktık.eşim kanaya'ya gitti biz onu tam bir sene bekledik! Egemen babasını unuturmu? psikolojisi bozulurmu? diye endişelerle ona yetmeye çalıştım.Sağolsun annem hep yanımda oldu bu süreçte.Zor oldu elbette sadece telefondan görüntülü konuşuyoduk.Ikimizde çok yıpranmıştık.O Kanada'da iş bulmaya çalışıyor ben ise Egemen'e hem annelik hem babalık
yapmaya çalışıyodum.Pazar günleri onu  parka götürmezdim mesela sırf baba-çocuk ilişkisini görüp sorgulamasın diye..

 Neyse ki o 1 sene geride kaldı..Kavuştuk :)

Önce Egemen'i hazırladım aylar öncesinden.Bak baba gelecek bizi alacak uçağa bineceğiz vee Kanada ya gideceğiz diye. 3 yaşındaki bir çocuğun anlayabileceği şekilde. Ona her zaman baba seni çok seviyor dedim. Bunu hep kafasına işledim.

Kavuşma anı gelince en çok Egemen'in tepkisi merak ettik.Acaba babasını bir sene sonra görünce ilk tepkisi ne olacak diye.

Uzak mı duracaktı,küsecek miydi yoksa hiç bir şey olmamış gibi boynuna mı atlayacaktı?
Aslında hepimizi şaşırıttı parmak kadar çocuk! kapı açılır açılmaz 'babaa' diye boynuna atladı! sanki hiç zaman geçmemiş gibi sanki hep yanındaymış gibi.İşte o zaman 2.kez mutluluktan ağladım :)
İşte o zaman kendimi tamamlanmış hissettim,yapbozun büyük parçası nihayet yerini bulmuştu.Saatlerce onları izledim.

Babasının ona getirdiği oyuncakları hevesle açmasını,beraber oyun oynamalarını Egemen'in yeniden tanımaya çalışır gibi babasını yüzüne uzun uzun bakmasını izledim..
Değermiydi diye sorarsanız? Değerdi..Buraya geldikten sonra anladım..

30 Temmuz 2016 Cumartesi


              MONTREAL'DE ÇOCUKLU YAŞAM   

     Öncelikle tanışalım isterim. Ben Bilgen. Yaklaşık bir sene önce esimle birlikte Kanada'ya yerleşme kararı aldık. Tabiiki kolay bir karar degildi.Kolay bir süreç hiç değildi ama buradayız ve yeni hayatımıza alışmaya çalışıyoruz. 
 Buraya gelirken beni en düşündüren şey oğlumun nasıl adapte olacağıydı. Sonuçta burada fransızca-ingilizce konuşuluyor.Bizde ingilizce konuşulan anaokuluna (daycare) verdik. İnanılmaz bir hızda alıştı biz bile şaşırdık doğrusu.
 Benim için zor bir karar oldu.33 yasıma kadar yaşadığım ülkemden,annemden,babamdan,kardeşimden arkadaşlarımdan ayrılmak hiç kolay olmadı ama Egemen'in geleceği ve iyi bir eğitim alması için anne ve babası olarak bu büyük adımı atmak zorundaydık. Ne kadar doğru bir karar verdiğimizi 4 ay sonra daha iyi anladık.
 Şimdi onun geleceğini inşa ederken kendime de yol çizmeye çalışıyorum.Her şeye yeniden başlamak hem heyecan verici hemde yorucu..
 Eğitim sistemi nasıldır? yaşam söyledikleri gibi rahatmı dır? Hep birlikte öğreneceğiz.